30 Kasım 2014 Pazar

Şili ve Teleton Mucizesi

Teleton 1978 yılından bu yana  her iki senede bir (sadece başkanlık seçimlerinin olduğu yıllarda yapılmayan) düzenlenen bir organizasyon. Orginazyonun isim babası Şili halkının çok sevdiği Don Fransisco ( gerçek ismi Mario Kreutzberger)

Don Francisco
Orgizasyonun amacı, Şili'de doğuştan yüreme yeteneği olmayan yada ilerki yaşlarda bu yeteneğini kaybeden çocukların tedavisinin ücretsiz olarak karşılanmasıdır. Bu orgizasyon sayesinde Şili'de dilenen özürlü çocukları göremezsiniz. 

1947 yılında Çocuk Felci Geçiren Çocuklara Yardım derneği kuruldu. Bu çocukların aileleri ve doktorlar Luis Calvo Hastahanesi'nde bir rehabilitasyon merkezinde çalışmalarına başladı. Bu merkezin masraflarını karşılamak için her yıl Bingo organizasyonları düzenleniyordu. 1950 yılında bu örgüt salgın hastalıklarla da ilgilenmeye başladı. 1975 yılında kadar bu örgüt sorunsuzca işlerken, maddi problemler ortaya çıkmaya başladı. 

Don Francisco Tvn kanalında davet edildiği bir programda bu örgütün başkanı olan Ernesto Rosenfield'i tanıdı. Daha sonra bu örgütün çalışmalarını yerinde gördü ve çok etkilendi. Kendisine aktarılan maddi problemler üzerine milyonlarca dolar değerinde yardım toplayacağına söz verdi. Tek tek bütün kanal, radyo, gazete sahipleriyle konuşup bütün ülkede başlayacak olan bir organizasyona önderlik etti. Askeri rejime rağmen Don Francisco tüm Şili'yi tek bir vucut haline getirdi. 8 aralık 1978 yılında ilk Teleton organizasyonu ile 84 milyon peso yardım topladı. ( O tarih te 2,5 milyon dolar)

İlk Teleton ( Mucizeyi Gerçekleştirelim )
İlk programın tutulmasından sonra, program bir organisyon adı altında toplandı ve amaç olarak tüm Şili'de tedavi ve rehabilitasyon merkezleri kurulmasını benimsedi. Şu an Şili'de 13 adet merkez faal ve 3 şehirde yapımı devam eden merkezler bulunmakta. Programın amacı her 100 km. de bir merkez kurulması.

Teleton Merkezi
Teleton'un işleyişi nasıl? Teleton'un hangi tarihlerde yapılacağının açıklanmasından sonra, Teleton'a destek veren firmalar marketlere teleton logolu ürünlerini yolluyorlar. Her firma satılan üründen bir kısmını teleton'a ayırırıyor. Bu meblağ firmalara göre değişmekte. Bu yıl 28-29 kasım tarihleri arasında gerçekleşti teleton. Başlangıçta toplanması gereken miktar belirleniyor ve bu miktar Şili'deki şehirlere bölünüyor. Kasım başında bu yana okullar, sosyal gruplar, fırmalar kendi aralarında yardımları topluyorlar. 28 kasım akşamı Teleton Tiyatrosu'nda ülke başkanı ve bakanların katıldığı bir programda Don Francisco açılışı yaptı. Bu açılıştan sonra toplanan yardımlar banka hesabına geçmeye başladı. Bu yıl toplanması gereken meblağ 25.445.520.245 peso idi.( 41,8 milyon dolar)

İkinci gün Estadio Nacional'da sanatçıların konserleri düzenleniyor ve toplanan miktar anons ediliyor. Don Francisco öyle bir üslüp takınıyor ki herkes istenilen meblağa ulaşılamayacağını düşünüyor, arada Don Francisco evde oturcağınıza bankaya gidin deposito yapın diyerek çıkışlar yapıyor. Estadio Nacional organizasyonun en renkli bölümü. İlerleyen saatlerde büyük firmaların temsilcileri gelmeye başlıyor ve tansiyon biraz düşmeye başlıyor.

Örnek olarak Coca-Cola'nın Şili müdürü geliyor, bir ay boyunca satılan ürünlerimizden şu kadar meblağ toplandı ve bizde bu meblağın 2-3 katını bağışlıyoruz diyerek bağış miktarını belirtiyor. Benim hanımın çalıştığı fırmada, tüm işçiler kendi bütçesinde para topladılar, firma toplanan bağışın 10 katını bağışladı. Diğer firmaların katılımıyla bahışlar toplanmaya devam ediyor. Bazı ünlüler telefon başında, bazıları ise şahsi eşyalarını açık arttırmada satılması için yollanıyor. Alexi Sanchez'in imzaladığı Arsenal forması 1320 dolara satıldı. En son Şili'li zenginler sahneye geliyor, kısa bir konuşma ile yapacakları bağış miktarını açıklıyorlar. Bu sene Banco De Chile'nin sahibi olan Luksic Ailesi, Antofogasta'da yapılan merkezin tüm masraflarının karşılanmasını ve 2,5 milyar peso yardımda bulunacağını bildirdi. Gecenin sonuna doğru toplanan miktar 21,7 milyar pesolarda gezerken, ben bile bu sene malesef istenilen miktar toplanamayacak diye düşünmeye başladım. Saat 01 sularında Don Francisco programın artık biteceğini ve miktarı açıklayacağını söylediğinde yüzünden düşen bir parçaydı ama hesabın en son kontrol edilmesiyle birlikte ekrana yansıyan görüntüde 26,8 milyar pesoluk bağış toplandığı açıklandı. Şili'lerin dediği gibi küçük bir ülkeyiz ama kalplerimiz büyük, bir kez daha teleton'da istenilen meblağ geçilmiş oldu. Gece saat 02 sularında ise miktar 28,1 milyar peso. (46,3 milyon dolar)

Bu kadar büyük organizasyona karşı çıkanlar var mı? Elbetteki var, Şili'de yapılan bağışlar vergiden düşmekte. Bu yüzden bazı kesimler, büyük şirketlerin bu orgizasyonu kullanarak vergi ödemekten kaçtığını, bu firmaların teletona destek vererek mallarının daha çok satılmasını sağladığını hatta ve hatta Don Francisco'nun toplanan paradan kendi hesabına aktardığı söylenmekte. Her ne olursa olsun bu senede başardılar. Belki böyle bir uygulama bir gün Türkiye'de de gerçekleşebilir.

Viva Chile Mierda

27 Kasım 2014 Perşembe

Şili Halkı ve Yaşam Biçimleri

Şili bır çok göçmeni ve yerlisiyle gerçekten kozmopolit bir ülke. Göçmenler arasında ufak tefek olaylar haricinde problem yaşanmamakta. Misal Dünya Kupası grup elemelerinde Şili ve Kolombiya karşılaşıyor, ülkede yaşayan Kolombiya'lılar kendi milli takım formalarıyla şehrin en kalabalık meydanında galibiyeti kutluyorlar ve hiç bir Şili'li bunlara kötü söz söylemiyor ve sataşmıyor. Türkiye - Yunanistan maçının olduğu gün Yunanlı'ların Taksim'de galibiyeti kutladıklarını düşünün. Yıllar önce yapılan savasta toprak kaybeden ve bu acıyı halen yaşayan Bolivya ile diplomatik ilişkiler askıda iken, Bolivya'ların bu ülkede çalışabilmesi ve kötü muameleye maruz kalmamalarıda bir diğer örnek ( Bolivyalı'lara arada sırada yabancılar şubesinde yada sınır kapılarında işlemlerini uzatma yapılabiliyor )

Şili halkı aile bağları kuvvetli olan bir halk. Erkek yada kız, üniversite yada iş amacıyla şehir dışına çıkana kadar ailesiyle yaşıyor. ( Son yıllarda kendi evine çıkan gençler var )  Boşanan kadın genellikle baba evine geri dönüyor. Hafta sonlarını, noeli, yaş günlerini aileleri ile beraber kutluyorlar. Noel zamanı genellikle en yaşlı kişinin evinde toplanıp birbirlerine hediyelerini veriyorlar. Eski zamanların fakirliğinden dolayı hediye bir paket çikolata olsa bile asıl amaç düşünmek. Yaş günleri çok önemli, yaş kaç olursa olsun mutlaka kutlanır. Hanımın babannesinim 95. yaş gününü kutladığımızda şaşırmıştım.

Zengin kısmı dışarıya karşı soğuk olur. Fakir insan her yerde paylaşımcı olur genelde, burda da aynı. Yaşam standartları bize garip gelebilir, ben hayatta bu evde yaşayamam dediğim yerde 5-6 kişilik bir aile yaşıyordu. Sokakta yaşayan çok insan görürsünüz, arada bunlar toplanıp bakım evinde götürülür ama sokağa alışmış oldukları için kalmazlar orda.

Para muhabbetine uzaklar, borç vermeyi sevmezler. Ülke eskiden çok fakir olduğu için, karı koca arasında borç verme, kardeşler arasında borç verme. Bazen soruyorum ya insan annesine yada babasına nasıl borç verir diye, bende fakirim ondan geri vermek zorunda diye cevaplıyorlar. 

Türkiye'de olduğu gibi semt pazarları kuruluyor. Sebze, meyve ihtayacınızı süper marketler yerine buradan alın, hem daha ucuz hem daha taze.  https://www.youtube.com/watch?v=2c8yn3zi-Jc

Eve yemeğe çağırma gibi adetleri yok denilecek kadar az. Bunun yerine tatiller ve hafta sonlarında herkes toplanıp mangal partisi yapılıyor. Zaten eve yemeğe çağırdıklarında pek bir şey beklemeyin, et yanına püre yada pilav ve salata. Bir yere davet edildiğinizde eli boş gitmek çok ayıp karşılanıyor ve bunu yüzünüze açıkça söylerler. Çiçek falan götürmeyin gülerler, bir şişe şarap, bira gibi içecekler en iyisi.

İnsanlar kibar, daha çocukluktan bir şey hediye edildiğinde, alışveriş yapıldığında teşekkür, bir şey isterken lütfen demeyi öğretiyorlar. Çocuk bunları söylemeyi unuttuğunda, sihirli kelime ne idi diyerek teşekkürü yada lütfeni aşılıyorlar. Banyo kültürü çok önemli, her sabah mutlaka duş alırlar, kışın sıcak su bulamasalar dahi soğuk suyla bu işlemi gerçekleştirirler. 

Bizdeki gibi abi-abla terimleri olmasada tanıdık tanımadık insanlara hermano/a (kardeş), tio/a (amca, teyze) mamita (özellikle esnaf yaşlı kadınlara, annecim tabiri) diye seslenirler. Apartmanda yada asansörlerde tanımadığınız insanlar size selam verebilir. İnsanları gerçekten çok yardımsever.

Ülkede uzun yaşam gayet normal, 95 yaşın üstünde bir çok yaşlı var. 70 yaşın üstünde olup bekçilik, şöförlük yapan insan çok. Zaten 70 yaşın altı onlar için genç. Babam vefat ettiğinde yaşını sorduklarında 67 dediğimde çok genç demişlerdi.

Bizim gibi küfürlü konuşurlar, 'GUEVON' (söylenişi weon, adi,yalancı laflarının hepsini içerir) kelimesi eksik olmaz, artık kanka gibi olmuş. Ana- avrat düz giderler ve bu küfürler kavga sebebi olur. Birbirlerine takma isim takmayı severler, şişman olanlara şişko, yaşlılara moruk, kızlara kaşar gibi lakap verirler. Burda da kızlara laf atma, korna çalma aksiyonları gırla gider, kizlara annesi yanındayken, bayanlara çocukları yanındayken bile laf atanlar çıkar. İçki ve eğlenceyi çok severler, dünya üzerinde nüfusa göre en çok bira tüketen üçüncü ülke açıklaması olduktan sonra birinciliğe oynamalıyız diyerek kafa yaparlar. Ot içimide yaygındır, sokakta eleman sizden sigarasını yakacakmış gibi doğal olarak cigarılığı yakmak için ateş ister.

Buluşmalara geç gelmek adetleri olmuştur, en klasik yalan 5 dakikaya oradayımdır. Tembel insanlardır, ota boka karınları ağrır ve işe gelmezler bunuda saat 10 gibi haber verirler. İş başlangıcı saat 9 olmasına rağmen, kahvaltı, kahve ve sigara faslıyla 10 olur. Paydos saati 18, on dakika öncesinden elbise değiştirmeye giderler. 

Malesef fena yan kesiciler, Avrupa ve Amerika ülkelerinde hırsızlıklarıyla ünlenmişlerdir. Çoğu ülkede hırsızlık yapan birini görürseniz dokunmayın kesin Şili'lidir, suçlamayın kanlarından geliyor diye uyarılar olduğu varmış. Tanıdığım bir kaç kişi yaz aylarında Avrupa ve Amerika'ya hırsızlık yapmaya gittiklerini ve anılarını büyük bir keyifle anlatmışlardı. Ülkede sahte para basımı gırla, yeni basılan paralardan önce bankalardan bile sahte para iteleme olayları vardı.  

Tanışmalarda yada karşılaşıldığında erkekler sadece el sıkışır, dostluğun ilerlemesinde göre sarılma falan olabilir, kimsede yadırgamaz. Bayanlarda ise el sıkışmadan tek öpme ile fasıl tamamlanır. Arada öle sadece elini uzatıp öptürmeyenlerde var. (Genelde evangelist bayanlarda çok rastlanıyor)

Ülkede fazla spor dalı olmadığı için, tek konuşulan spor dalı futbol. Kızlı ve erkekli fanatikler. Ülkenin yurt dışında oynayan oyuncularının haberleri sık sık takıp edilir. Şu sıralar Alexi Sanchez çok popüler ( bir ara Arturo Vidal öndeydi )

Burda da insanlar umutlarını lotoya bağlamış durumda. Bizdeki gibi 7 numara 15 numara çekilişleri var ve katılım çok. Altılı Ganyan benzeri bir oyun mevcut ve takipçisi çok. Malesef burda da eşşek gelmesi, şike yapılması ve son ayakta yatılması mevcut.

Ülkede yabancılar şubesine kayıtlı 278 Türk görünüyor, tabi Türk her yerde Türk olduğu için kayıtsız olanlarla falan 400 kadar Türk olduğu düşünülüyor. Türkler arasında başı Manisa ve Kayserili'ler çekiyor. Geçen yıllarda kadar Osmanlı Pasaportu ile gelmiş Arap'lar gibi tanınıyorduk. Tipik sorular kaç tane karın var, hırsızların ellerini kesiyormusunuz gibiydi. Bu sene başlayan Türk Dizileri furyasıyla imajımız biraz değişti. Binbir Gece, Aşk-ı Memnu ve Fatmagül'ün suçu ne dizileri gösterimde. En çok tutulan Binbir Gece, diğer ikisinin formatı Şili Dizilerine benzediği için fazla tutulmadı (çok öpüşme sahnesi, aldatma vs...) Binbir Gece biraz değişik geldiği için bayağı tutuldu, muzikleri falan sokaklarda satılıyor, Onur ve Sherazade ismi herkesin ağzında. Önemli bir ayrıntı, dizi çok tutulduktan sonra röportaj için Türkiye'ye gitmişler Halit Ergenç ve Bergüzar Korel para istemişler, bu olaya biraz bozuldular. Sonra bunları takip edip sokakta denk geldiler Halit Ergenç mantıklı şekilde, ajanstan habersiz röportaj yapamyacağını belirtti ama haberciyi kırmayıp bir şeyler konuştu. Bergüzar Korel'i denk getirdiklerinde kadın neredeyse yüzünü saklayacaktı, fırçaladı falan ondan dolayı Halit Ergenç biraz daha fazla seviliyor.

Türkiye ile ilgili arada haberler çıkmakta. Sebastian Pinto sayesinde Bursa Spor, Tello sayesinde Beşiktaş haberleri verilmekteydi, şu sıralar Türkiye'de oynayan Şili'li oyuncu olmadığı için (ben takip etmiyorum, varsada bilmem) spor haberlerinde Türkiye ile ilgili haber yok. En son Bülent Arınç'ın kadınların kahkaha atma yorumu tartışma konusu oldu, radyo programında bayağı dalga geçildi.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere...

24 Kasım 2014 Pazartesi

Şili Yemek Kültürü



Şili'ye geldiniz gezdiniz dolaştınız, şimdi sıra geldi yemeğe. Ne yenir, nerde yenir? Bu yazıda da bunları anlatayım.

Başkent Santiago'da iki adet Türk Restaurantı var, gezmeye gelip değişik tatlar arıyorsanız gitmeniz gereksiz. Şili'de bir çok ülkeden gelen göçmen olduğu için bir çok ülke mutfağını tadabilirsiniz. Başıma geldiğinden biliyorum, malesef helal et bulmak sıkıntı. Türkiye'den gelen bazı misafirlerin bu takıntısı olduğu için apart hotel öneriyorum. Dışarda yemek yediğiniz restaurantlarda zaten aynı yerde domuz eti de pişirildiği için karar size kalmış. Ben yaşamak için geleceğim, helel et nasıl bulurum? Kendin koyun, tavuk alip kendin keseceksin. Yada bir kaç şehirde bulunan camii cemaatinden öğreneceksin. 

Şili yemek kültürü daha çok balık ve sebze üstüne kurulu. Tatlı kültürü yok, bir eve yemeğe gittiğinizde tatlı olarak konserve ananas yada şeftali verirlerse şaşırmayın. Sütlaça benzer bir tatlıları var, ben beğeniyorum. 

Bilgilerimiz gene başkent Santiago için geçerli olmak üzere, Santiago'da My Tavuk ve Meze isimli Türk restaurantları var. Başkentte her tarzdan restaurant bulmak mevcut, Arap, Meksika, Peru, Kolombiya, Brezilya, Yunan vs... restaurantları mevcut. Özellikle tavsiyem Peru restaurantlarına gitmeniz, hem çok güzel yapıyorlar hemde gerçekten bol porsiyonlu yemekler. 

Başkentte her bütçeye hitap edecek restaurantlar ve sokak satıcıları bulunmakta. Şili'ler açlığı bastırmak için bu sokak satıcılarından bir şeyler yemeyi çok seviyorlar. En çok tüketilen ürün sopapilla, empenada, completo. Sağlıklı mı? Elbette değil, iki-üç günde bir değiştirilen yağ ve hijyen sıfır. Ben uzak duruyorum, ilk geldiğim zamanlarda tadına baktım ama her seferinde mide sorunu yaşadım. 

Sopapilla : Bizdeki lokmaya benziyor, daha incesi ve büyüğü. 100-150 peso arası değişiyor. Satıcı tezgahında bulunan mayonez, acı sos yada pebre dedikleri sos ile tatlandırılır. Genelde sabahları ve iş çıkışı, işçi kısmının tükettiği bir ürün. Satıcıdan fazla alıp arasına peynir, reçel sürüp te yenilebilir.
 
Sopapilla

Empenada : Bizdeki çiğ böreğin aynısı, fırında ve yağda pişirilmiş olanları var. Seyyar satıcılar boyutuna göre 250-500 peso arası,  peynirli ve kıymalı olarak satılır. ( sokak satıcılarında kıymalıda daha çok soğan tadı gelir ) Kıymali olanın içinde kıyma, soğan, haşlanmış yumurta ve zeytin tanesi vardır, zeytin çekirdiklidir yerken dikkat edin. Bunun dışında sadece empanada satan güzel dükkanlar vardır, karidesli, yengeçli vs... tatlarını bulmak mümkün. Tavsiyem karidesli ve peynirli olanı.

Kıymalı Empanada




Completo : Sosisli sandviç, üstüne sos konularak servis edilir. Sosisler domuz etinden olduğundan uzak durulması tavsiye edilir. Marketlerden tavuk yada hindi sosis bulup kendiniz yapabilirsiniz.


Completo İtaliano




Bunlar dışarda aparatif olarak tüketilen ürünler. Restaurantlara gittiğinizde önce masaya ufak bir tabakta pebre ( kişniş, soğan, sarımsak, aci biber çok ince olarak dilimlerinir sirke ve yağ ile sunumu yapılır) adını verdikleri sos ve küçük ekmekler gelir ( Şili'de ekmeklerde domuz yağı bulunabiliyor onun için marraqueta isteyin) Salata ve yemeklerde kişniş otu çok kullanılır, ben bir türlü alışamadım çok itici bir tadi var, sizde sevmiyorsanız 'sin cilandro ' diye sipariş verin. Şili'de bahşiş hesaba ekli olarak gelir, sadece size bahşişi verecekmisiniz diye sorarlar. Tipik Şili yemekleri yemek için Comida Chilena adı altında sunum yapan restaurantları tercih etmeniz iyi olur, diğer yerlerde zaten bildiğiniz yemekleri tatmış olursunuz.

Cazuela de Vacuna yada Pollo : Özellikle kış aylarında tüketilen bir yemektir, görünüşü iç açıcı olmasada benimde beğenerek yediğim bir yemek. Büyükçe bir tabakta et, haşlanmş patates, kabak, mısır ve pirincin et suyuyla servis edildiği bir yemektir. Etin özellikle yağlı bölümü tercih edilir. ( sin cilandro demeyi unutmayın )
Cazuela De Vacuno


Carbonada : Havuç, patates, mısır, bezelye, et kullanılarak yapılan bir yemek. Bir anlamda bizim etli türlü yemeğine benzer.

Carbonada



Humitas : Mısır yemeği, mısır taneleri havanda dövülür ve az suyla karıştırılarak püre kıvamına getirilir. Bu püre mısır yaprağının içine konur, yapraklar iğle bağlanır ve suda kaynatılır. Yazın sokaklarda bile satılan bir yiyecektir. Yapraklar açıldıktan sonra Şili'ler üstüne acı sos yada şeker servis ederek yerler.



Pastel de Choclo yada Pastel de Papa : Alt tarafı kavrulmuş kıyma, üst tarafı mısır yada patates püresi. Pastel, pasta anlamına geldiği için tatlı bir tadı vardır. Kimileri normal olarak pişirir ve Şili'ler üstüne şeker dökerek yer.

Pastel De Papa


Porotos Granados : Bizdeki kuru fasulye yemeğinin daha bir susuz, içersinde mısır, kabak katılarak pişirildiği bir yemek. ( Bizim kuru fasulye yemeğine fasulye çorbası diyorlar )

Porotos Granados


Lomo Lo Pobre : Kolestrolu olanların uzak durması gereken bir yemek. Biftek ve üstünde kızarmış soğan, yumurta ve patates kızartmasıyla servis edilir.

Lomo Lo Pobre


Chupe de Mariscos : Karides, midye, yengeç vs.. deniz mahsulleri ile yapılan bir yemek. Balık restaurantlarında kesinlikle deneyin. Fırında pişirilir ve üstünde rendelenmiş peynir ile servis edilir.

Chupe De Marisco



Farklı şehirlerde farklı yemek tatları mevcut, güney şehirlerinin mutfak kültürünün daha zengin olduğu söyleniyor. Ben fazla gitmediğim için bilmiyorum.

Milli içecek pisco ve şarap. Zaten Şili şarapları dünyaca meşhur. Şili yapımı biralar çok hoşuma gitmese de dünyaca tanınmış markaları bulabilirsiniz. Ayrıca ev yapımı biraların satıldığı barlar mevcut, tatları bana tatlı geldiği için beğenmedim. Bir diğer içecek Mote con Huesillo. Kurutulmuş kayısı kompostosu ve haşlanmış buğdayla yapılan bir içecek. Yazın sokaklarda seyyar satıcılar tarıfından satılmakta. Herkes kendi evinde yaptığı için kiminin tadı daha tatlı olabiliyor.
Mote Con Huesillo

Terromoto : Özellikle Şili'nin bağımsızlık günü kutlamalarında tüketilen bir içki, bazı restaurantların menüsünde bulabilirsiniz. Hafif bir içki gibi görünsede fena çarpar, bir bardak yeterli. Pipeño  (şıra nın alkollüsü, şarap olmadan önceki hali) ron yada pisco yada fernet, ananaslı dondurma ve biraz şeker katılarak yapılan bir içki. Bunu içmek için mutlaka Piojero'ya gidin.

Terromoto




23 Kasım 2014 Pazar

Santiago Hakkında

Yazılarım daha çok yaşamakta olduğum Santiago şehrini anlatacağı için, Santiago'da ne yapılır, nereler gezilmeli, ulaşım nasıl sağlanmalı, güvenlik ile ilgili bilgileri paylaşacağım.

Santiago'ya geldiniz, kalacak olmuş olduğunuz yerde dinlendikten sonra artık dışarı çıkıp Santiago'yu keşfetmeye hazırsınız. İlk olarak taksi olayını unutun, burada taksiler 250 yada 300 peso ile açılış yapıp her km. de 90 - 100 peso artışı yaparlar. Hemen en yakinda bulunan metro istasyonuna gidin ve bir 'tarjeta bip' edinin, fiyati 1100 peso, bütçenizede göre dolum yaparsınız. Metro ücreti 700 peso, bip in avantajı metrodan sonra 2 saat boyunca otobüsler bedava. Santiago'da ulaşım çok kolay, ara sokaklardan bile otobüsler sizi en yakın metro istasyonuna kadar götürür. Metro istasyonuna gidin ve şunu diyin 'Quiero comprar tarjeta bip' karta dolum yapmak için metro istasyonunda 5000 peso verip elininzle iki işareti yaptınızmı 2000 peso yüklerler. Bu kart mutlaka olsun, ulaşımda fazla para harcamazsınız, metro gece saat 23 e kadar açık, otobüsler 24 saat çalışıyor. Son zamanlarda bu kartı kullanamadan binenler çok olduğu için bazı duraklarda kontroller yapılıyor, cezası 60 bin peso. Bir de tipik Türk taktiği vereyim metro 700 peso demiştik, otobüsler 660 peso, kartınızda 300-400 peso gibi bir meblağ kaldığında metroya binemezsiniz fakat otobüslerde kart bakiyesi eksiye düşer ve bir diğer yüklemede farkı düşürürler. Bunu anlatmamın sebebi son gün kartınıza para yüklemeyeyin işte bu sistemle gezersiniz kart da hatıra olarak kalır :)

http://www.transantiago.cl/es/recorridos-y-paraderos/mapas.html bu sayfada Planifica tu viaje dediği bölümde bulunduğunuz yerin adresi ve gideceğiniz yerin adresini yazarak size hangi metro hattı, metrodan inince hangi otobüsü kullanmaznız gerektiğini detaylı olarak gösterecektir.


Tarjeta Bip


Santiago Metrosu
Santiago düz bir şehir olduğu için, bisikletle gezmeye uygun. Bazı metro istasyonu çıkışlarında bisiklet kiralayabilir, gideceğiniz güzergahta bisikleti teslim edebilirsiniz. 

Bisiklet kiralama istasyonu


Dünyanın her yerinde olduğu gibi Santiago'da belirli saatten sonra gitmemeniz gereken yerler var. Şehir merkezi genelde sakin, fakat civar ilçelerde, terminale yakın yerlerde kap kaç yoğun. Özellikle cep telefonu ile konuşurken dikkat edin, arkadan gelen biri anında telefonu götürebilir. Bir diğer husus ise, evsiz insanların sigara içtiğinizi gördüğünde gelip sizden sigara dilenmesi. Verin geçin, bazıları sigara vermediği için agresif davranıp saldırabilir. Kap kaç olayına maruz kalırsanız, sakın tiplere bulaşmayın, tek gibi görünse de 2-3 yancısı vardır.

Santiago'da ne yapılır? Buranin halkı hafta içi çalışır, hafta sonuda eğlenceye ayırır. Yazın evde mangal partileri, plaj gezmeleri, piknik alanları yada alışveriş merkezlerinde vakit geçirirler. Ben size görülebilecek yerler hakkında bilgiler vereyim 

Cerro San Cristobal : Barrio Bellavista'nın da bulunduğu sokak olan Pio Nono'nun sonunda yer alır. Şili'lerin dediğine göre dünyanın en büyük açık hava parkıdır (alan olarak) Araba, bisiklet, yaya olarak çıkalabildiği gibi (aşağı yukarı 8 km.) fünekular dedikleri aletlede çıkış yapılabilir. Fünekular hayvanat bahçesi girişinde ve tepede olmak üzere iki durağa sahiptir, aşağı son iniş saat 20 de olur, bu inişi kaçırırsanız yaya olarak inmek zorunda kalırsınız ve geceleri tekin bir yer olduğu söylenmez. En tepede çok güzel Santiago manzarası vardır, dolunay olduğu zamanlar güzel fotoğraf imkanları yakalarsınız. En tepede ise Virgen Maria heykeli vardır, bazı dindar aileler evlendikten sonra buraya gelip dua ederler, zaten heykelin alt tarafında da ayin alanı mevcuttur. Bir diğer olayda yürüyerek buraya çıkıp heykele dokunup aşağı tekrar yürüme olayı var, daha çok sporcuların yapmış olduğu bir şey, ben denemedim hiç gözümde kesmiyor zaten.
Kuş Bakışı Cerro San Cristobal


La Moneda : Metronun La Moneda durağında bulunan Şili Başkanlık sarayı, hafta sonu ziyaretçilere açık. Hafta içi etrafında gezebilir alt tarafında bulunan müzeyi ziıyaret edebilirsiniz. Hafta sonları erken saatte yapılan nöbet değişiminide denk gelirseniz keyifli bir gezi olur.
La Moneda

Cerro Santa Lucia : Santa Lucia metro durağında bulunan park. Santiago'nun kurulumuna başlanan tepe olarak bilinir ve her gün saat 12 de yapılan top atışıyla saatin 12 olduğu haber verilir. 
Eski bir resimde Cerro Santa Lucia


Mercado Central : Santiago'nun balık hali, içersinde güzel restronlar bulunur fakat turistik bir yer olduğu için fiyatlar biraz pahalı, aynı yemekleri daha ucuza yiyebileceğiniz yerler mevcut. Metronun Puente Cal y Canto durağının yakınındadır. Balıkçılardan, manavlara, kasaplara, turistik eşya satan dükkanlar ve lokantalar ile geniş bir yelpaze sunar.
Mercado Central

El MIM (Museo Interactivo Mirador) : Mirador metro istasyonu yakınındadır. İnteraktif bir müzedir, çocuklu ailelerin hafta sonu için vazgeçilmezi. İngilizce bilgi için
 http://www.mim.cl/prontus_mim/site/edic/base/port/museo.html

Museo Histórico Dominico :  Cerro Blanco Metro istasyonu yakınında bulunan bir müze. Eski arşivlerin, kıyafetler sergileniyor, ufakta olsa görülmeye değer. 

La Chascona : Pablo Neruda'nın Santiago'da bulunan evi. Fernando Márquez de La Plata 0192 adresindedir. Cerro San Cristobal'a çok yakın olduğundan önce burası gezilip daha sonra tepeye çıkılabilir.

Barrio Bellavista :  Santiago'nun gece hayatının geçtiği sokak. Çeşit çeşit barlar, diskolar ve restaurantlar bulunur. Baquedano metro istasyonundan çıkıp sağ tarafa doğru yürümeniz gerekir. Yalnız tavsiyem iç kısımda yer alan Patio Bellavista'ya gitmeniz. Cadde üstünde gece istenmeyen olaylar yaşanabiliyor.

Patio Bellavista


Cajon Del Maipo : Santiago'lu ların piknik yapmak için gittiği yerlerden biri. Nehir kenarında bulunan köyler, yol üstünde ürünlerini satan köylüler ve büyük alanlara kurulmuş piknik alanları. İçerde havuz, spor tesisleri, oteller bulunur. Araba olmadan gidiş-dönüş zor olduğundan turistik rehberlerde yer almaz. Santiago'da arkadaşınız varsa rica edin götürsün. Hafta sonu için iyi bir alternatif olur. Rafting, trekking vs.. bolca aktivitelere katılırsınız.  http://www.cajondelmaipo.com/

Rodelbahn : Arabasız ulaşımın zor olduğu yerlerden biri. Tepede kurulu bir tesis paintball, tellerden aşağıya kayma (valla ismini çıkaramadım) ve piknik alanlarının olduğu bir yer. İstenirse dağ yürüyüşleri yapılmasına imkan veren parkurları mevcut. Detaylı bilgi
 http://www.rodelbahn.cl/rodelbahn_en/?lang=es

Plaza de Armas : Santiago'da kurulu olan ilk katedralin olduğu meydan. Metronun universidad de chile durağında inip Paseo Ahumada  Caddesini (bir nevi İstiklal Caddesi) yürüyerek ulaşırsınız. Bu sokaklarda gösteri yapan palyoçolar, dini konuşmalar yapan insanlar ve sokak sanatçıları bulunur.

Tabiki daha bir çok gezilecek yer ve müze var, benim aklıma gelen ve en çok gezilen yerler bunlar. Bir diğer yazımızda ne yenilir, ne içilerde görüşmek üzere.