27 Kasım 2014 Perşembe

Şili Halkı ve Yaşam Biçimleri

Şili bır çok göçmeni ve yerlisiyle gerçekten kozmopolit bir ülke. Göçmenler arasında ufak tefek olaylar haricinde problem yaşanmamakta. Misal Dünya Kupası grup elemelerinde Şili ve Kolombiya karşılaşıyor, ülkede yaşayan Kolombiya'lılar kendi milli takım formalarıyla şehrin en kalabalık meydanında galibiyeti kutluyorlar ve hiç bir Şili'li bunlara kötü söz söylemiyor ve sataşmıyor. Türkiye - Yunanistan maçının olduğu gün Yunanlı'ların Taksim'de galibiyeti kutladıklarını düşünün. Yıllar önce yapılan savasta toprak kaybeden ve bu acıyı halen yaşayan Bolivya ile diplomatik ilişkiler askıda iken, Bolivya'ların bu ülkede çalışabilmesi ve kötü muameleye maruz kalmamalarıda bir diğer örnek ( Bolivyalı'lara arada sırada yabancılar şubesinde yada sınır kapılarında işlemlerini uzatma yapılabiliyor )

Şili halkı aile bağları kuvvetli olan bir halk. Erkek yada kız, üniversite yada iş amacıyla şehir dışına çıkana kadar ailesiyle yaşıyor. ( Son yıllarda kendi evine çıkan gençler var )  Boşanan kadın genellikle baba evine geri dönüyor. Hafta sonlarını, noeli, yaş günlerini aileleri ile beraber kutluyorlar. Noel zamanı genellikle en yaşlı kişinin evinde toplanıp birbirlerine hediyelerini veriyorlar. Eski zamanların fakirliğinden dolayı hediye bir paket çikolata olsa bile asıl amaç düşünmek. Yaş günleri çok önemli, yaş kaç olursa olsun mutlaka kutlanır. Hanımın babannesinim 95. yaş gününü kutladığımızda şaşırmıştım.

Zengin kısmı dışarıya karşı soğuk olur. Fakir insan her yerde paylaşımcı olur genelde, burda da aynı. Yaşam standartları bize garip gelebilir, ben hayatta bu evde yaşayamam dediğim yerde 5-6 kişilik bir aile yaşıyordu. Sokakta yaşayan çok insan görürsünüz, arada bunlar toplanıp bakım evinde götürülür ama sokağa alışmış oldukları için kalmazlar orda.

Para muhabbetine uzaklar, borç vermeyi sevmezler. Ülke eskiden çok fakir olduğu için, karı koca arasında borç verme, kardeşler arasında borç verme. Bazen soruyorum ya insan annesine yada babasına nasıl borç verir diye, bende fakirim ondan geri vermek zorunda diye cevaplıyorlar. 

Türkiye'de olduğu gibi semt pazarları kuruluyor. Sebze, meyve ihtayacınızı süper marketler yerine buradan alın, hem daha ucuz hem daha taze.  https://www.youtube.com/watch?v=2c8yn3zi-Jc

Eve yemeğe çağırma gibi adetleri yok denilecek kadar az. Bunun yerine tatiller ve hafta sonlarında herkes toplanıp mangal partisi yapılıyor. Zaten eve yemeğe çağırdıklarında pek bir şey beklemeyin, et yanına püre yada pilav ve salata. Bir yere davet edildiğinizde eli boş gitmek çok ayıp karşılanıyor ve bunu yüzünüze açıkça söylerler. Çiçek falan götürmeyin gülerler, bir şişe şarap, bira gibi içecekler en iyisi.

İnsanlar kibar, daha çocukluktan bir şey hediye edildiğinde, alışveriş yapıldığında teşekkür, bir şey isterken lütfen demeyi öğretiyorlar. Çocuk bunları söylemeyi unuttuğunda, sihirli kelime ne idi diyerek teşekkürü yada lütfeni aşılıyorlar. Banyo kültürü çok önemli, her sabah mutlaka duş alırlar, kışın sıcak su bulamasalar dahi soğuk suyla bu işlemi gerçekleştirirler. 

Bizdeki gibi abi-abla terimleri olmasada tanıdık tanımadık insanlara hermano/a (kardeş), tio/a (amca, teyze) mamita (özellikle esnaf yaşlı kadınlara, annecim tabiri) diye seslenirler. Apartmanda yada asansörlerde tanımadığınız insanlar size selam verebilir. İnsanları gerçekten çok yardımsever.

Ülkede uzun yaşam gayet normal, 95 yaşın üstünde bir çok yaşlı var. 70 yaşın üstünde olup bekçilik, şöförlük yapan insan çok. Zaten 70 yaşın altı onlar için genç. Babam vefat ettiğinde yaşını sorduklarında 67 dediğimde çok genç demişlerdi.

Bizim gibi küfürlü konuşurlar, 'GUEVON' (söylenişi weon, adi,yalancı laflarının hepsini içerir) kelimesi eksik olmaz, artık kanka gibi olmuş. Ana- avrat düz giderler ve bu küfürler kavga sebebi olur. Birbirlerine takma isim takmayı severler, şişman olanlara şişko, yaşlılara moruk, kızlara kaşar gibi lakap verirler. Burda da kızlara laf atma, korna çalma aksiyonları gırla gider, kizlara annesi yanındayken, bayanlara çocukları yanındayken bile laf atanlar çıkar. İçki ve eğlenceyi çok severler, dünya üzerinde nüfusa göre en çok bira tüketen üçüncü ülke açıklaması olduktan sonra birinciliğe oynamalıyız diyerek kafa yaparlar. Ot içimide yaygındır, sokakta eleman sizden sigarasını yakacakmış gibi doğal olarak cigarılığı yakmak için ateş ister.

Buluşmalara geç gelmek adetleri olmuştur, en klasik yalan 5 dakikaya oradayımdır. Tembel insanlardır, ota boka karınları ağrır ve işe gelmezler bunuda saat 10 gibi haber verirler. İş başlangıcı saat 9 olmasına rağmen, kahvaltı, kahve ve sigara faslıyla 10 olur. Paydos saati 18, on dakika öncesinden elbise değiştirmeye giderler. 

Malesef fena yan kesiciler, Avrupa ve Amerika ülkelerinde hırsızlıklarıyla ünlenmişlerdir. Çoğu ülkede hırsızlık yapan birini görürseniz dokunmayın kesin Şili'lidir, suçlamayın kanlarından geliyor diye uyarılar olduğu varmış. Tanıdığım bir kaç kişi yaz aylarında Avrupa ve Amerika'ya hırsızlık yapmaya gittiklerini ve anılarını büyük bir keyifle anlatmışlardı. Ülkede sahte para basımı gırla, yeni basılan paralardan önce bankalardan bile sahte para iteleme olayları vardı.  

Tanışmalarda yada karşılaşıldığında erkekler sadece el sıkışır, dostluğun ilerlemesinde göre sarılma falan olabilir, kimsede yadırgamaz. Bayanlarda ise el sıkışmadan tek öpme ile fasıl tamamlanır. Arada öle sadece elini uzatıp öptürmeyenlerde var. (Genelde evangelist bayanlarda çok rastlanıyor)

Ülkede fazla spor dalı olmadığı için, tek konuşulan spor dalı futbol. Kızlı ve erkekli fanatikler. Ülkenin yurt dışında oynayan oyuncularının haberleri sık sık takıp edilir. Şu sıralar Alexi Sanchez çok popüler ( bir ara Arturo Vidal öndeydi )

Burda da insanlar umutlarını lotoya bağlamış durumda. Bizdeki gibi 7 numara 15 numara çekilişleri var ve katılım çok. Altılı Ganyan benzeri bir oyun mevcut ve takipçisi çok. Malesef burda da eşşek gelmesi, şike yapılması ve son ayakta yatılması mevcut.

Ülkede yabancılar şubesine kayıtlı 278 Türk görünüyor, tabi Türk her yerde Türk olduğu için kayıtsız olanlarla falan 400 kadar Türk olduğu düşünülüyor. Türkler arasında başı Manisa ve Kayserili'ler çekiyor. Geçen yıllarda kadar Osmanlı Pasaportu ile gelmiş Arap'lar gibi tanınıyorduk. Tipik sorular kaç tane karın var, hırsızların ellerini kesiyormusunuz gibiydi. Bu sene başlayan Türk Dizileri furyasıyla imajımız biraz değişti. Binbir Gece, Aşk-ı Memnu ve Fatmagül'ün suçu ne dizileri gösterimde. En çok tutulan Binbir Gece, diğer ikisinin formatı Şili Dizilerine benzediği için fazla tutulmadı (çok öpüşme sahnesi, aldatma vs...) Binbir Gece biraz değişik geldiği için bayağı tutuldu, muzikleri falan sokaklarda satılıyor, Onur ve Sherazade ismi herkesin ağzında. Önemli bir ayrıntı, dizi çok tutulduktan sonra röportaj için Türkiye'ye gitmişler Halit Ergenç ve Bergüzar Korel para istemişler, bu olaya biraz bozuldular. Sonra bunları takip edip sokakta denk geldiler Halit Ergenç mantıklı şekilde, ajanstan habersiz röportaj yapamyacağını belirtti ama haberciyi kırmayıp bir şeyler konuştu. Bergüzar Korel'i denk getirdiklerinde kadın neredeyse yüzünü saklayacaktı, fırçaladı falan ondan dolayı Halit Ergenç biraz daha fazla seviliyor.

Türkiye ile ilgili arada haberler çıkmakta. Sebastian Pinto sayesinde Bursa Spor, Tello sayesinde Beşiktaş haberleri verilmekteydi, şu sıralar Türkiye'de oynayan Şili'li oyuncu olmadığı için (ben takip etmiyorum, varsada bilmem) spor haberlerinde Türkiye ile ilgili haber yok. En son Bülent Arınç'ın kadınların kahkaha atma yorumu tartışma konusu oldu, radyo programında bayağı dalga geçildi.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder